27 Nisan 2012 Cuma


ÖNEMLİ FABL YAZARLARI

 VE 

FABL ÖRNEKLERİ


Türkçedeki ilk örneği Harname'dir.
Ahmet Mithat, Kıssadan Hisse adlı eserini ahlaki gaye güderek yazmıştır. Bu eserde yazar, Ezop’tan, La Fontaine’den yapmış olduğu çevirilere ve kendi yazmış olduğu fabllere yer vermiştir .
Recaizade Mahmut Ekrem, La Fontaine’den Horoz ile Tilki, Kurbağa ile Öküz, Karga ile Tilki, Meşe ile Saz, Ağustos Böceği ile Karınca gibi bir çok çeviriler yaparak bu alanda Türk Edebiyatına katkıda bulunuştur.
Ali Ulvi Elöve Çocuklarımıza Neşideler, adlı şiir kitabında La Fontaine, Victor Hugo, Lamartine’den yaptığı çevirilerin yanında, yine bunlardan esinlenerek yazdığı fabl türü şiirlere de yer vermiştir.
Nabizade Nazım’ın Bir Sansar ile Horoz ve Tavuk adlı eseri vardır.
Tarık Dursun K.’nın fabl üzerine bir çok eseri mevcuttur. La Fontaine, Ezop ve Krilov’dan çeviriler yaparak yayınlayan yazar, hayvanlarla ilgili bir çok hikaye de yazmıştır.
Nurullah Ataç, Orhan Veli Kanık, Ömer Rıza Doğrul, Kemal Demiray, M. Fuat Köprülü, Vasfi Mahir Kocatürk, Siracettin Hasırcıklıoğlu, Sebahattin Eyüboğlu fabl türü ile ilgilenmiş çeviri yapmış, araştırmalarda bulunmuşlardır.



FABL ÖRNEKLERİ

İKİ PAPAĞAN, KRAL VE OĞLU

Biri baba, biri oğlu iki papağan Kral sofrasından geçiniyorlarmış. İki yarıtanrı, onlar da baba
oğul bu papağanlarsız edemiyorlarmış. Dördü de yaşlarına başlarına göre Candan bağlıymışlar
birbirine Dki baba canciğermiş; Uçarı yürekli iki oğul da Bağdaşıyorlarmış nasılsa. Sofrada,
okulda bir prensle olmak Ne şeref bir genç papağan için. Prens, zalim bir cilvesiyle kaderin,
Başka kuşları da seviyormuş: Bir serçe, çapkın mı çapkın, Çevrenin en sevdalısı, Bağlamış
kendine genç prensi. İki rakip kuş oynaşırken bir gün Bütün delikanlılar gibi Kavgaya
çevirmişler oyunu. Serçe, boyuna bakmadan, Öyle gagalar yemiş papağandan, Sürtmüş kanadı
yere can çekişir gibi, Kurtulmaz sanmışlar aldığı yaradan. Prens kızıp öldürmüş papağanı.
Haberi yetiştirmişler babasına;
Zavallı ihtiyar ciyak ciyak bağırmış;
Ama ne kadar yolunsa, yırtınsa boşuna:
Konuşkan yavrusu gitmiş öbür dünyaya,
Konuşmaz olmuş daha doğrusu;
Öyle olunca da bir kızmış ki babası
Saldırmış kralın oğluna,
Oymuş iki gözünü birden
Ve kaçmış bir çamın tepesine saklanmış.
Orda, tanrıların kucağında,
Tadını çıkarıyormuş aldığı öcün,
Güvenlik içinde, kimseden korkmaksızın.
Kralın ta kendisi gitmiş çağırmış onu:
- Gel dostum, demiş ağlamak neye yarar? Kin, öç, yas, bitsin artık bunlar. Duyduğun acı ne kadar büyük de olsa Haksızlığın bizden yana olduğunu Söylemek zorundayım sana.
Oğlum sebeb oldu bütün bunlara. Oğlum mu dedim? Hayır, kaderin işi bu: Çoktan yazmış ki alınlarımıza, Ölecek birimizden birinin çocuğu, Bu yüzden de öteki kör olacak. Ne olur gelsen de kafesine, Dki baba birbirimizi avutsak? Papağan demiş ki efendisine:
- Sayın kralım, nasıl güvenebilirim sana, Bu benim yaptığımı yaptıktan sonra? Kaderden söz ediyorsun;
Beni kandıracağını mı sanıyorsun
Senin inançlarına sığmaz uydurmalarla?
Ama ister Tanrı yürütsün ister kader
Bu dünyanın işlerini,
Benim alnıma yazılmış olan da şu ki,
Bu çamın tepesinde
Ya da karanlık bir ormanın köşesinde
Bitireceğim son günlerimi, Gözleri görmez olmuş oğlundan uzaklarda. Onu gördükçe kızacaksın
elbet bana. Bilmez miyim, kral lokmasıdır öç almak, Tanrılar öç alır da krallar almaz mı?
Dnanmıyor değilim şu anda, Sana ettiğim kötülüğü Ama çok daha güvenli geliyor bana Senin elinden, gözünden uzak olmak. Canım kralım, git, uğraşma boşuna; Bana haram artık seninle yaşamak. Hem ayrılık azaltır öfkeyi, kini Sevdanın da merhemi olduğu gibi.

ZALİM ASLAN

Vaktiyle ormanın birinde,canavar mı canavar bir aslan varmış.Çok kan döker,canını yakmadık tek bir hayvan bile bırakmazmış.O yaşadığı sürece,hiçbir hayvan rahat yüzü görmemiş.Bütün hayvanlar ondan nefret eder,ölümünü beklermiş. 

Bu zalim aslan sonunda yaşlanmış.Gücü kuvveti kalmamış.Ağzındaki dişler de dökülünce herkesin maskarası olmuş.Hiçbir hayvan ona yardım etmiyor ve onunla konuşmuyormuş.Hayvanlar bir gün oturup karar almışlar;”Gelin hep beraber,bize bunca kötülük eden bu zalim aslanı iyice bir dövelim. Yaptıklarının cezasını,az da olsa gömüş olsun böylece.” 

Sonunda bütün hayvanlar aslana saldırmış.iyice bir dövmüşler onu.Birisi boynuz vuruyor,diğeri çifte atıyor,bir başkası ısırıyormuş.Böylece;yaman bir öç almışlar aslandan. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder